Kriz Anlarında Aklı Başında Kalabilmek

Hayata bakmanın bir yolu, zorlukların ve engellerin üstesinden gelmek için sürekli bir yolculuk olduğunu kabule etmektir. Bir kriz, kişinin sınırlarını ve gücünü test eden büyük bir zorluktan başka nedir ki zaten? Kriz zamanlarında, test edilen genellikle zihinsel ve duygusal güçlerimizdir. Endişe verici olağanüstü hal ile tükenmeden rasyonel olarak ne kadar süre idare edebiliriz? Dikkatimizi ve kişiliğimizin sağlıklı özünü korumak için ne yapmalıyız? Büyüme zihniyetiyle sorun nasıl çözülür ve bir çözüme doğru nasıl hareket edilir?

Kriz Nedir? Hayatımızdaki belirli bir durumu nasıl tanımladığımız, ona nasıl yaklaştığımızın ve onunla nasıl başa çıktığımızın en az %50'sini oluşturur. Bununla birlikte, birçok çabaya rağmen, bilim hala kriz kavramı için kesin bir tanım bulmuş değil. Bunun yerine, kişisel bir krizin en yaygın olarak neyle ilişkili olduğuna dair geniş bir bakış açısı sunuyor: ‑Kişisel esenliğe yönelik stres ve tehditler ‑Fiziksel sağlığı etkileyen akut rahatsızlıklar ‑Kişinin yaşam döngüsündeki kritik dönüm noktaları ‑Her bireyin gelişimi ile ilgili normal yaşam krizleri (aile evinden ayrılma, evlenme vb.) ‑Genellikle tesadüfi olan ve hazırlıksız bir bireyin başına gelen patolojik krizler (savaşlar, doğal afetler, ani ölümler, salgın hastalıklar vb.) Yukarıdakilerin hepsinde ortak olan şey, kriz durumunun kişinin organizmasında ve zihinsel sisteminde bir uyanıklık ve acil durum durumuna neden olması, onları uzun süreli bir stres durumuna sokması ve bir dizi kişisel başa çıkma mekanizmasını başlatmasıdır.

Peki Bu Anlarda Nasıl Sağlıklı Kalınır?

Kriz durumunun öncelikle zihinsel sağlığımızı tehdit ettiği açıktır. Hayat sizi bir meydan okumanın önüne koyduğunda, cevaplanması gereken en önemli sorulardan biri şudur: Bardağın yarısı dolu mu yoksa yarısı boş mu? Bununla kastettiğim şey, her şeyin göreceli olduğudur. Geçen yüzyılda bazı insanlar savaştan sonra iyimserliklerini korurken hayatta kalırken, bugün bazıları iş yerinde eleştirilerle başa çıkmakta bile zorlanıyor. Bu bakış açısı sadece bireylerin birbirinden çok farklı olması değil, aynı zamanda algımız ve hayattaki sorunları değerlendirme şeklimiz ve yaşadığımız dönemin bile farklılıklarına bağlı olarak değişebilir. Bunu akılda tutarak, özellikle yaşamdaki zorlukları ve krizleri yönetme konusunda olumlu bir zihniyetin öneminin altını çizmeliyiz. Genel inanışın aksine, olumlu bir zihniyet sahte ve ya zorla yaratılmış bir pozitiflik ile ilgili olamaz. Olumlu, iyimser insanlar ağlar. Öfkelenirler ve incinirler. Bazen şikayet bile ederler. Bununla birlikte, zor zamanlarda çok önemli olan olumlu bir zihniyet size verilen durum ve genel olarak yaşam hakkında olumlu bir tutum ve bakış açısı sağlar. Acı çekmek ve mücadele etmek kaderiniz olmadığına, ancak her zorluğun bir sonu olduğuna ve öğrenilecek değerli bir ders ve büyüme fırsatı içerdiğine dair temel bir inançtır. Bu hayatın aslında iyi olduğuna dair bu temel inanç arada sırada üstesinden gelinmesi gereken zorluk anlarında bize derin bir ruhsal güç sağlar. Hayat ne kadar zor olursa olsun, her zaman şükredecek bir şey vardır. İşinizi kaybetme konusunda çaresizsiniz ki bu anlaşılabilir bir durum ama bu neden oluştu? Bu deneyimden ne öğrendin? Daha önce sizin için mevcut olmayan başka hangi fırsatlar var bu durumun içinde?

Yalnızlık, İlişkiler ve Kriz

İnsan hayatındaki en acı verici olaylardan biri sevgi dolu bir ilişkiye son vermektir. Ama aynı zamanda “yeni seni” keşfetmenin veya “eski seni” yeniden keşfetmenin zamanının geldiği anlamına da gelebilir. Bu, yeni bir direnç oluşturmak, kendinizi ve değerlerinizi daha iyi anlamak için bir fırsat olabilir mesela. Minnettarlık ve pozitiflik bizi kişisel gelişime yaklaştırır, kişiliğimizin sağlıklı, iyimser özünü korumayı kolaylaştırırken, şikayet etmek ve olumsuzluk içinde boğulmak ise bizi hiçbir şeyin değişmediği sabit bir konumda tutar. “Her şey kafanda” demiyorum, tam tersine mücadele gerçek, ama kontrolün sizde olduğunu söylüyorum. Zor zamanlarda bazen de tek ihtiyacın olan şey destektir. Destek arkadaşlarda, ailede bulunur, aynı zamanda bilginizi genişletmede ve kendinizi eğiterek ve bir çözüm arayarak zor yaşam durumlarıyla başa çıkma yeteneğinizi geliştirmede de oluşabilir. Asla yalnız olmadığınızı bilin. Bu gezegende bir krizden etkilenmemiş bir yaşam yok. Senin başına gelen her şey bir başkasının da başına geldi ve ne kadar benzer olduğumuzda aslında sonsuz bir güzellik var, ancak bu benzerliğin içinde tamamen farklıyız bunu da farkına varmalıyız.

Dip Not

Yapabileceğiniz ve şimdiye kadar yaptığınız her şeyle gurur duymanız gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Hayat ne acı çekmek için ne de sonsuz, hiç bitmeyen sevinç için tasarlanmıştır. Hayat siyah beyaz değil, ama sen nesin?